İddialara göre M.G.D isimli kişinin, geçmiş dönemde görev yapan FETÖ iltisaklısı şüpheli bir rektör yardımcısının akademik danışmanlığında yürüttüğü doktora sürecinin hemen ardından, ilgili kadronun ilan koşulları ve zamanlamasının ‘belirli bir kişiyi işaret eder nitelikte’ olduğu yönünde değerlendirmeler yapıldı. İlanın kapsamı, başvuru şartları ve süreçlerin ilerleyişi, bazı akademisyenler tarafından ‘olağanüstü bir uyum’ olarak nitelendirildi.

Kadro ilanının açılması, başvuruların alınması ve atama sürecinin tamamlanmasına ilişkin takvimdeki hızlı ilerleme, çeşitli çevrelerde soru işaretlerine yol açtı. Üniversite içinden bazı akademisyenler, sürecin ‘bilimsel ölçütlerle değil, belirli ilişki ağlarıyla şekillendiği’ iddiasını dillendirirken; bazıları ise konunun tüm yönleriyle incelenmesi gerektiğini belirtti.

Türkiye’de son yıllarda sıkça gündeme gelen kişiye özel kadro iddiaları, yükseköğretimde liyakat, şeffaflık ve etik standartların yeniden tartışılmasına neden oluyor. Uzmanlara göre bu tür süreçlerde hem kulis bilgileri hem de resmi belgeler dikkatle değerlendirilmeden hüküm vermek mümkün değil.

Söz konusu kadro sürecine ilişkin olarak ilgili ÇOMÜ’den henüz resmi bir açıklama yapılmazken, konunun akademik camiada tartışılmaya devam edeceği öngörülüyor.