CHP'li Erkek'ten Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerine tepki: "İlk seçimde sandıkta görüşürüz"

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
CHP'li Erkek'ten Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerine tepki: "İlk seçimde sandıkta görüşürüz"
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Çanakkale Milletvekili Muharrem Erkek, kabine toplantısının ardından yaptığı Ulusa Sesleniş konuşmasında CHP'yi çok ağır sözlerle eleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a tepki gösterdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın CHP'ye yönelik sert eleştirilerinin ardından sosyal medya hesabından peş peşe paylaşımlarda bulunan CHP'li Erkek'in açıklamaları şu şekilde:

* "Erken ya da zamanında, kararı verecek olan da Erdoğan, ilk seçimde sandıkta görüşürüz."

* "Tank-Palet Ordunun gözbebeği bir fabrika..
Katar’a peşkeş çekeceksin, sonra da utanmadan sıkılmadan, yerli ve milli olmaktan bahsedeceksin yazık."

* Dolar uçuyor, 7 lirayı aşmış ekonomik kriz büyüyor. İnsanlar işsiz, intihar ediyor. 18 yıldır tek başına yönetiyorsun. Millet sana her yetkiyi vermiş. Senin tüm derdin muhalefet,
kutuplaştırıcı bir dille gerçeklerin üzerini örtmek.. Saray Hükümetine yazık."

* Damat %5 büyüyeceğiz diyor, N. Kurtulmuş %4.5 küçüleceğiz diyor. Milletin aklıyla alay ediyorlar. Milletin parası faiz lobilerine akıyor. İsrafın en büyüğü faiz ödemeleri... Bu basiretsiz Saray Hükümeti ile ilk seçimde sandıkta görüşürüz."

* "Otoriterleşmeye, egemenliğin şahsileşmesine, tek adam keyfiliğine, saray hükümetine karşı 'Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem'. Memlekete yazık ettiler..."

* "18 yıldır tek başınıza yönetiyorsunuz ve iktidarınızda gençlerin geleceğini de çaldınız."

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?

Cumhurbaşkanı Erdoğan bu akşamki Ulusa Sesleniş konuşmasında CHP'yi şu sert sözlerle hedef almıştı:

"Ülkemizde, maalesef, tek parti devrinden beri bu millete maddi-manevi eziyet eden bir anlayışın, salgın günlerinde dahi içindeki kini, nefreti, karanlığı ortalığa saçmaktan geri durmayan örnekleriyle karşılaşıyoruz.

Milli iradenin üstünlüğünü, demokrasiyi, hakkı, hukuku, adaleti, sandığı hazmedemeyen bu faşist zihniyet hala vesayet, darbe, cunta özlemiyle yanıp tutuşuyor.

“SÜREKLİ YALAN SÖYLEYEREK SİYASET YAPILMAZ”

CHP yöneticilerinin sadece son bir haftadaki beyanlarını alt alta koyduğunuzda ortaya çıkan tablo bize bunu söylüyor.

Bu zihniyetin ülkemizin 70 yıllık demokrasi tecrübesinden zerre kadar nasiplenmediği anlaşılıyor. Demokratik yöntemlerle iktidara gelmek yerine, darbeyle ülkenin yönetimini gasp etme hevesiyle hareket edenler, 15 Temmuz'da milletten aldıkları derse rağmen aynı yolda yürümekte ısrar ediyorlar.

Sadece son günlerdeki kötü örnekler bile, karşımızdaki hastalıklı zihniyetin asla iflah olmayacağının delilidir. CHP yöneticilerinin güya siyaset diye sergiledikleri tavırlar, dünyanın hiçbir yerinde demokrasiyle, hukukla, hatta insanlıkla bağdaşmaz. Sürekli yalan söyleyerek siyaset yapılmaz. Sürekli yanlış bilgilerle insanlar haksızca itham edilerek siyaset yapılmaz.

Sürekli iftira atılarak, insanların mahremiyetine girilerek siyaset yapılmaz. Doğru olmadığını çok iyi bildikleri konuları, pervasızca ve yol açtığı sosyal, siyasi, ekonomik sonuçları umursamadan tartışmaya açanların yaptıkları işin adı siyaset değildir. Gerçi bunların kasetle göreve gelmiş genel başkanları da yıllardır aynı yöntemleri kullanıyor.

CHP VE MEDYA MENSUPLARINA İKAZ

Hal böyle olunca yardımcılarına, il başkanlarına diyecek söz bulamıyoruz. CHP'nin bu tarzı yüzünden, yeni nesillerin siyasetten soğumasından endişe ediyoruz. Biz kadınları ve gençleri siyasi karar alma mekanizmalarında daha etkin şekilde yer almaya davet ederken, bu tür kötü örneklerin gayretimizi sekteye uğratmasına izin veremeyiz. Siyasetin kalitesini artırmanın yolu, bu kirli zihniyeti ülkemizden tasfiye etmekten geçiyor.

CHP yöneticileri ile aynı zihniyetin medyadaki ve diğer mahfillerdeki mensuplarını buradan bir kez daha ikaz ediyorum.

Beyhude yere uğraşmayın. Türk Milleti, sizi ne o sandıktan çıkartır, ne de sırtınızı yaslamaya çalıştığınız darbecilere meydanı bırakır. Çünkü siz kesinlikle milli değilsiniz, yerliliğiniz de tartışılır.

Çünkü siz bu halkın inancına, tarihine, kültürüne, gönül dünyasındaki sızılara saygılı değilsiniz. Çünkü siz bu ülkede ne kadar bozguncu, ne kadar sapkın, ne kadar azgın varsa hep onlarla birlikte oldunuz, asla milletin safında yer almadınız.

Çünkü sizin ne tarihi, ne manevi, ne ahlaki bir nirengi noktanız, omurganız, davanız, kavganız var. Çünkü siz mitolojideki sadece düşmanlıktan, nefretten, korkudan, kargaşadan, acıdan beslenen yaratıklar gibisiniz.

DARBE TARTIŞMALARI

Ne bu ülkeye, ne bu millete, ne insanlığa dokunan en küçük bir faydanız olmadığı gibi, verdiğiniz zararların haddi hesabı yok.

Kendi ülkenize ve milletinize husumetinizi açıkça ifade edemediğiniz için, her musibeti buna alet ediyorsunuz. Deprem olur, bina yıkıntılarının altında kalan insan sayısını çok göstermek için canhıraş bir şekilde uğraşırsınız.

Ekonomimize saldırı olur, insanlar ekmeğinin, geleceğinin derdine düşmüşken, siz oradan siyasi rant devşirme peşinde koşarsınız. Darbe girişimi olur, milletimiz elinde bayrağı dilinde tekbiriyle tankların karşısına dikilirken, siz balkonlardan tankları alkışlar, televizyon karşısında kahvenizi yudumlarsınız.

Teröristler askerimize, polisimize, jandarmamıza saldırır, şehit sayısını yüksek göstermek için binbir yalan uydurursunuz.

PANDEMİ HASTANESİ

Sınırlarımıza yapılan tacizleri önlemek için harekâtlar düzenleriz, siz eli kanlı diktatörlerin ve teröristlerin savunucusu olarak karşımızda yer alırsınız. Salgın olur, tüm dünya ülkemizin gayretlerini takdirle takip ederken, siz hasta sayısının, vefat sayısının gizlendiği, malzeme-ilaç bulunamadığı yalanıyla ortada gezersiniz.

Buna karşılık ülkemizin ve milletimizin hayrına olan hiçbir meselede, ne işin ucundan tuttuğunuz, ne de hakkı söylemek babında tek kelime ettiğiniz duyulmuştur.

Marmaray'dan İstanbul Havalimanına, bölünmüş yollardan şehir hastanelerine kadar karşı çıktığınız, engellemeye çalıştığınız her hizmeti tepe tepe kullanır, ama zehirli dilinizle bunları sürekli sokmaktan da geri durmazsınız.

Atatürk Havalimanı arazisinde 40 gün içinde kurmayı başardığımız 1.000 yataklı hastaneyi dahi, 14 milyar lira uçtu diyerek karalamaya kalkan bu zihniyetin artık sonu gelmiştir. İnşa ettiğimiz şehir hastanelerini yıllarca kara delik olarak yaftalayanlar, son 2 ayda yaşananların ardından bile, maalesef, en küçük bir pişmanlık emaresi göstermediler.

Kullanan herkesin hayranlığını dile getirdiği İstanbul Havalimanını hala hazmedemediklerini görüyoruz. Aynı şekilde, İstanbul'dan çıkıp 3 saat içinde İzmir'e ulaşırken kullandıkları otoyola attıkları çamurların izleri de hala kuramadı. Sırf polemik malzemesi yapmak uğruna insanların haysiyetlerine ve ailelerine saldırarak girdikleri vebalin de umurlarında olmadığı biliyoruz.

Ama artık bu anlayışın miadı artık dolmuştur. İnsanlık nasıl KOVİD-19 virüsünü eninde sonunda yenecekse, inşallah, Türkiye de bu bağnaz zihniyeti bir daha geri dönmemek üzere tarihe gömecektir. Türkiye'nin yeni dönemdeki en önemli kazanımlarından birinin de siyasetteki bu değişim olacağını ümit ediyoruz."


Cumhurbaşkanı Erdoğan normalleşme takvimini açıkladı: İşte sonlanan ve hafifletilen yasaklarÖnceki Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan normalleşme takvim...

Başkan Oruçoğlu'nun Hıdırellez Bayramı mesajıSonraki Haber

Başkan Oruçoğlu'nun Hıdırellez Bayramı m...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!