Metin Koç

Metin Koç

Mail: [email protected]

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir!

Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir!

Eski başbakanlardan Ahmet Davutoğlu liderliğinde kurulan Gelecek Partisi’nin aradan geçen 2 yıllık süreçte Türk siyasetinde hiçbir etki yaratamadığını söylemek yanlış olmaz. Zira anket sonuçları da bu teoriyi destekliyor. Parti kadrolarının büyük çoğunluğunun -Genel Başkan Ahmet Davutoğlu başta olmak üzere- AK Parti’den ayrılan isimlerden oluşmasının seçmen kitlesinde bir direnç yarattığı aşikâr. Daha düne kadar AK Parti çatısı altında olan ve iktidar politikalarına tam destek veren isimlerin, Gelecek Partisi saflarına katılmalarını müteakip birden azılı AK Parti düşmanı kesilip, iktidara veryansın eden söylemleri halk nezdinde karşılık bulmuyor. Hoş her ne kadar sayın Davutoğlu, “Yapmayın efendiler. Ben AK Parti’deyken de itiraz ve tepkilerimi dile getiriyordum” diyerek kendini savunmaya çalışsa da, başbakanlığı dönemine tekabül eden 2015 yılındaki bir bakanlar kurulu toplantısında, portakal suyu temalı somurtkan fotoğrafından başka o dönemki partisine yönelik tepkisi gelmiyor aklıma.

Burada bir virgül koyalım ve Çanakkale özeline dönelim… Gelecek Partisi, Çanakkale’de Hüseyin Yıldırım ile yola çıkmış, 15 Ocak 2020’de göreve başlayan ve eski bir AK Parti’li olan Yıldırım’ın il başkanlığı macerası yalnızca 15 ay sürmüştü. Bu süre içerisinde yerel siyasette hiçbir iz bırakamadığı gibi silik ve etkisiz bir başkan profili çizmişti. Üstelik görevdeyken ismi birkaç kez kumar baskını operasyonlarına karışmıştı. Yıldırım’ın yerine göreve getirilen ve bir başka eski AK Parti’li olan Yiğit Akkoyun da başkanlık koltuğunda sadece 9 ay kalabildi. Yıldırım’a kıyasla daha etkili bir başkan profili çizen ve sahada olmaya özen gösteren Akkoyun’un şanssızlığı ise teşkilat içinde çıkan birtakım yönetim krizleriyle uğraşması oldu. Bazı teşkilat başkanlarını görevden aldı. Kendi ekibini oluşturmaya çalıştı ancak gelinen noktada bazı şeyleri değiştiremeyeceğini fark etmiş olacak ki o da havlu atıp, teşkilatına yönelik zehir zemberek sözler içeren bir açıklamayla hem görevinden istifa etti hem siyaseti bıraktı. Bir parti düşünün, teşkilat başkanı olan kişiler, hiçbir mazeret sunmadan toplantıya katılmadıkları gerekçesiyle görevden alınıyor. Teşkilat başkanlarının sahiplenmediği siyasi bir hareketi, halk sahiplenmediğinde şaşırmamak lazım.

Yazının başlığında “Perşembenin gelişi çarşambadan bellidir” atasözünü kullandım. Çünkü Çanakkale özelinde Gelecek Partisi’nin durumu tam olarak buydu. Sanılanın aksine ölü doğdu, beklenen etkiyi yaratamadı ve 2 yılda 2 il başkanı eskitti. Davutoğlu’nun yakın çalışma ekibinde olan, vakti zamanında AK Parti’de İl Başkanlığı da yapmış olan Yeşim Karadağ’ın uzun süredir ortalarda görünmemesi Gelecek Partisi’nde işlerin yolunda gitmediğini doğrular nitelikte. Sözün özü; CHP, AK Parti ve İYİ Parti’nin ciddi oy potansiyeline sahip olduğu bir şehirde Gelecek Partisi’nin fark yaratması zaten beklenmiyordu, öyle de oldu.

GÖZLER FİYATLARA ÇEVRİLDİ

Döviz kurlarında yaşanan anormal artışın ardından Türkiye bir zam sarmalının için girmişti. Öyle ki A’dan Z’ye her şey zamlanmış, marketler neredeyse her gün fiyat etiketlerini değiştirir hale gelmişti. İşletme sahipleri zamlara gerekçe olarak da döviz kurunda yaşanan yükselişi gösteriyordu. Savunma mekanizmaları buydu. Geçtiğimiz akşam Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kabine toplantısının ardından açıkladığı ve bilhassa Türk lirasına dönük güveni artırmaya yönelik ekonomi paketleri sonrası döviz kurları sert düşüşe geçti. Öyle ki 20 lira bandında seyreden Euro kuru 14 liraya, 18 lira seviyesinde dolanan Dolar kuru da 12 liraya kadar geriledi. (Döviz kurları daha da düşmeli dediğinizi duyar gibiyim. Kesinlikle düşmeli. Ekonomide güven ve istikrar ortamı oluşturulmalı) İşte bu noktada gözler haliyle marketlere çevrildi. AK Parti Grup Başkanvekili ve Çanakkale Milletvekili Bülent Turan dün akşam TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada, “Dolardaki düşüşün marketlere yansımasını bekliyoruz. Aynı gün arka arkaya etiket değiştiren bazı stokçuların geri adım atmasını bekliyoruz” dedi. Ticaret Bakanı Mehmet Muş da bugünkü açıklamasında, "Döviz kurundaki düşüşe bağlı olarak biz de fiyatlarda bir gevşeme bekliyoruz” diye konuştu. Sadece yönetim kademesindekiler değil, alım gücü düşen vatandaşlar olarak hepimiz fiyatlarda indirim bekliyoruz. Özellikle de üç harfli market zincirlerinden! Zira kendileri döviz kurlarındaki her artışı zam olarak vatandaşa yansıtmıştı. Döviz kuru düştüğüne göre bakalım fiyatlarda indirim yapacaklar mı? Dertleri sadece kendi cepleri mi yoksa vatandaşın menfaati mi göreceğiz. Kimse vatandaşı aptal yerine koymaya kalkışmamalı!..

AŞI KARŞITIYSANIZ BİR DAHA DÜŞÜNÜN!

Salgın sürecinde aşılarla birlikte yoğun bakım doluluk oranları düştü. Aşılarını olanlar koronavirüse yakalandıklarında hastalık sürecini hafif şekilde atlatıyor. Entübe edilen ve hayatını kaybedenlerin neredeyse tamamını aşı olmayı reddedenler oluşturuyor. Durum ayan beyan ortadayken insanlar hala hangi motivasyonla aşı karşıtlığı yapıyor, gerçekten anlam veremiyorum. Çanakkale’de en son aşı karşıtı sağlık görevlisi bir ebe koronavirüse yenik düşmüştü. Çan’da 1,5 yaşında çocuğu olan aşı karşıtı genç bir annenin iki gün önce hayatını kaybettiği bilgisini buradan sizinle paylaşayım. Yine Çanakkale’de aşı yaptırmayı reddeden kayınpeder ve damadının da koronavirüs nedeniyle yaşamlarını yitirdiğini de… Lütfen inadı ve sosyal medyada dolaşıma sokulan saçma sapan aşı karşıtı komplo teorilerine inanmayı bırakın. Aşınızı olun, bu illet virüsün sizi yenmesine izin vermeyin.

Hepinize sağlıklı günler dilerim…

Yorum Yazın