Metin Koç

Metin Koç

Mail: [email protected]

Çanakkale kiminle özgür?

Çanakkale kiminle özgür?

Belediye Başkanı Ülgür Gökhan’ın geçtiğimiz günlerde İl Umumi Hıfzısıhha Kurulu kararının 4 (ticari faaliyetler için, merkez ilçede nöbetçi döviz bürolarının Ticaret ve Sanayi Odası tarafından belirlenmesi) ve 5’inci (tam kapanma döneminde tekel büfelerinin kapalı olması, market, bakkal, büfe gibi yerlerde de alkol ürünü satılmaması) maddelerinden imzasını geri çektiğini açıklaması çok konuşulmuştu. Gökhan bu davranışına gerekçe olarak söz konusu kararları içeren genelgeyi okuyup, incelemeden aceleyle imzalamasını gerekçe göstermişti. Neredeyse 20 senedir belediye başkanlığı yapan biri için ilginç bir gerekçe öyle değil mi? Belediyedeki herhangi bir birim müdürü böyle bir açıklama yapsa başı hayli ağrırdı. Sayın başkan hakikaten okumadan mı imzaladı, yoksa mahalle baskısına mı yenik düştü bilinmez. Zira iktidara muhalif çizgideki FOX Ana Haber bülteninde Ülgür Gökhan’ın tam kapanma süresince Çanakkale’de alkollü içki satışı yapılmasını yasaklayan İl Hıfzısıhha Kurulu Kararını imzalaması eleştirilmişti. Kaldı ki kendi partisi de bu yasağa karşı çıkıyordu. Sayın başkanın imzasını geri çekmesi en doğal hakkıdır. Ancak bunu yaparken, ‘okumadan imzaladım’ gibi tuhaf bir gerekçe sunmak yerine, ‘hata ettim’ diyebilmeliydi. 

Bu arada lafı gelmişken belirteyim. Alkollü içki satışının yasaklanmasını ben de saçma ve bir o kadar da anlamsız buluyorum. İnsan evinde ister çay-kahve, ister alkollü içki içer. Buna da kimse karışamaz ve karışmamalı. Kaldı ki alkolün salgının yayılımına ilişkin etkisine dair bilim insanlarından bu zamana kadar hiçbir şey duymadık. Bir zahmet insanların hayatlarına bu kadar müdahil olmayalım.

Ülgür Gökhan’ın söz konusu İl Hıfzısıhha Kurulu kararının iki maddesinden imzasını geri çektiğini duyurmasının ardından CHP İl Başkanı Metin Ümit Ural, Gökhan’ın açıklamasındaki tuhaflığı aratmayan tuhaflıkta bir açıklama yaptı.

Şöyle diyor sayın Ural:

“Bugün, Çanakkale barışın ve özgürlüğün kenti olarak anılıyorsa, bunda en büyük katkı Çanakkale halkı ile birlikte hareket etmeyi başaran sayın Ülgür Gökhan’ın olduğu bir gerçektir. Kendisini, bu kentin kültüründen haberdar olmayan bazı fırsatçılara anlatmaya da gerek görmüyoruz. Çünkü sayın başkan kendisini Çanakkale halkına yeterince anlatmıştır ki; Çanakkale halkı yaşanan her yerel seçimde partimize ve sayın Ülgür Gökhan’a desteğini arttırarak vermek suretiyle ona olan güvenini tekrar tekrar ortaya koymuştur. Sayın Belediye başkanımız yaptığı son açıklama ile de bu fırsatçıların hevesini kursaklarında bırakmıştır.”

Ural’ın bu açıklamasına bakınca, partisinin belediye başkanını korumaya çalışan bir il başkanı profili görüyoruz. Elbette koruyabilir, en doğal hakkıdır ama bu söyledikleri nedir Allah aşkına? Çanakkale’nin barışın ve özgürlüğün kenti olmasıyla belediye başkanının ne alakası var, ne olur biri bana anlatsın. Barış derken neyi kast ediyoruz? Türkiye’nin diğer 80 ili savaşta da biz mi savaşa dahil  edilmedik? Özgürlük derken, bizim yapma hakkımız olduğu halde diğer şehirlerdeki vatandaşların isteyip de yapamadıkları şeyler neler mesela? Sayın Ural’ın söylediğinin aksine Türkiye genelinde olduğu gibi Çanakkale’de de suç oranları inanılmaz artmadı mı? Son birkaç yıla baktığımızda dahi, ‘Çanakkale’de olmaz böyle şeyler’ dediğimiz her çeşit suça, birbirinden korkunç cinayetlere tanıklık etmedik mi? Hani nerede barış? Herkes burnundan soluyor. Türkiye’de 2019 yılında 49.8 milyon kutu antidepresan ilaç satılırken, geçen yıl bu sayı yüzde 10 artarak 54.6 milyona çıktı. Yani demem o ki, trafikte biriyle yol verme anlaşmazlığı yüzünden tartışsanız, herif çekse silahı vursa sizi kimse şaşırmaz. Ülkece öyle bir dönemden geçiyoruz. Bırakın bu barış ve özgürlük masallarını. Önce insana yatırım yapılsın, önce medeni olmayı öğrenelim.

“EKMEK İÇİN EKMELEDDİN”… “ÜLGÜR, ÇANAKKALE SENİNLE ÖZGÜR”

Hayatımda iki saçma sapan seçim sloganı gördüm. Biri “Ekmek için Ekmeleddin” ki uzunca bir süre bundan daha kötü slogan yapılamaz sanırım. Bir diğeri de “Ülgür, Çanakkale seninle özgür.”

Şimdi ben “Ülgür, Çanakkale seninle özgür” sloganına dayanarak ve özgürlüğümüzün güvencesi olarak Ülgür Gökhan’ı gösterdiği için sayın Ural’a soruyorum…

Sayın Ülgür Gökhan’ın benim özgürlüğüme kattığı şey nedir?

Ülgür Gökhan olmaz da herhangi bir kişi belediye başkanı seçilirse özgürlüğümden ne kaybederim? Ailemle güvenli bir şekilde kordonda dondurma yemeye çıkamaz mıyım mesela?

Yine Ülgür Gökhan değil de herhangi biri belediye başkanı seçilirse bu şehirde suç oranlarında patlama mı yaşanır? Barışın şehriyiz ya hani ondan soruyorum.

Bu şehrin barışından Ülgür Gökhan sorumluysa emniyet güçlerine gerek yok mu?

Öyle saçma sapan açıklamaya, böyle saçma sapan sorular sorulur ki bence bu da çok normaldir.

Benim özgürlüğüme ne belediye başkanı ne de bir başkası karışamaz çünkü bu benim Anayasal hakkımdır.

Bakınız Anayasa’nın 5’inci maddesi ne diyor:

“Devletin temel amaç ve görevleri, Türk milletinin bağımsızlığını ve bütünlüğünü, ülkenin bölünmezliğini, Cumhuriyeti ve demokrasiyi korumak, kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak; kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve sosyal engelleri kaldırmaya, insanın maddî ve manevî varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmaktır.”

Sonuç itibariyle sayın Ural’a bu maddeyi okumasını öneriyor; ve yine sayın Ural gibi bir şehrin özgürlüğünü sadece belediye başkanından ibaret görenlere de en acilinden akıl sağlığı diliyorum.

Ha bu arada unutmadan, eğer bugün vatan topraklarında özgürce yaşayabiliyorsak ve illa birine kendimizi borçlu hissedeceksek yakın tarihimize bakmamız yeterli olacaktır. Zira Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk özgürlüğümüzün yegane mimarı ve teminatıdır.

Gerisi lafügüzaftır!

Hepinize sağlıklı günler dilerim…

Yorum Yazın