Ömer Faruk Mutan'dan, Birol Arslan'a zehir zemberek sözler!

  • Yazdır
  • A
    Yazı Tipi
  • Yorumlar
Ömer Faruk Mutan'dan, Birol Arslan'a zehir zemberek sözler!
Önceki dönem Kepez Belediye Başkanı Ömer Faruk Mutan geçtiğimiz Cumartesi günü düzenlediği basın toplantısında, Kepez Belediye Başkanı Birol Arslan'ın kendisi hakkındaki suçlamalarına yanıt verdi. Mutan'ın gündeminde, Başkan Arslan ve iki belediye meclis üyesinin halk plajına kendi ihtiyaçları için kurdurup, daha sonra Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün uyarısıyla kaldırdıklerı konteynerler de vardı.

Kepez Belediye Başkanı Birol Arslan ve iki belediye meclis üyesinin geçtiğimiz günlerde Kepez sahiline üç tane konteyner koydurduğu ve bu alanlara taş döşetip, atık ve su ihtiyacı için hat çektirdikleri ortaya çıkmıştı. Yerel basında çıkan haber sonrasında Birol Arslan, konuyla ilgili haber yapan gazeteye yaptığı açıklamada, “Burasını sadece biz değil, bizden önceki belediye başkanları ve meclis üyeleri de kullandı. Biz normal vatandaş gibi oraya konteyner kurdurduk ve parasını ödedik, onlar ödememişler” şeklinde açıklamada bulunmuştu.

Ömer Faruk Mutan, Kepez Belediye Başkanı Birol Arslan'ın suçlaması üzerine basın toplantısı düzenledi.

İşte Mutan'ın açıklamalarından öne çıkanlar:

“BİZLERE İFTİRA VE ÇAMUR ATTI”

Son on yıllık görev süremin ilk 5 yılında yaptığımız bir Mavi Bayraklı plajımız var. 3 bölümden oluşuyor; Halk plajı, Çadır ve Karavan kısımları... Sayın vatandaş karavan denilen kısıma kendi ve iki meclis üyesi ile birlikte birer konteyner koydular. Bunlara da atık ve su şeklinde hat çektirdiler. Daha sonra bir vatandaşın Çevre İl Müdürlüğüne şikâyet edip bunları kaldırılmasını istemesi üzerine ki konteynerlerin mevzuat çerçevesinde kullanma şekli şemali vardır; kıyıyı işgal etme hem de kötü görüntü uyarısı üzerine bu olayı sorgulayan bir basın mensubu kendisine soru sorduğunda, ‘Burası 10-15-20 yıllık süreci kapsayan bir yer. Bizden önceki belediye başkanları meclis üyeleri de burada kaldılar. Hatta biz vatandaş gibi kendi paramızı verdik, bunlar para da vermemiş’ diyerek bana, dönemimdeki meclis üyelerine ve bir dönem belediye başkanlığı yapan AK Parti'li arkadaşa iftira atmıştır. Bize iftira ediyor, çamur atıyor, yalan söylüyor. Yargı hakkım saklı kalmak üzere bunları söyleyeli 15 gün oluyor. Bu laflar üzerine yanıt hakkımı kullanıyorum.
 
"BELEDİYENİN İMKANLARINI BU KONTEYNERLER İÇİN KULLANDIN MI?"

“Çadırda kalan arkadaşlarımıza, karavanda kalan arkadaşlarımızı ziyaret edip çayımızı kahvemizi içip gitmişizdir. Kimsede kalmadık, orada da konaklamadık. Belediyenin imkanlarını kullanarak, taşına kadar döşeterek, konteynerlerin belediyenin parası ile alınıp alınmadığını, taşları döşerken belediyenin kasasından mı çıkmıştır? Oradaki konteynerlerin bir tanesi demircilik yapan bir meclis üyesine aittir. Buranın işlerini de o meclis üyesi yapmıştır. Bu meclis üyesine de buradaki işler için bir ödeme yapılmış mıdır?

"BELEDİYENİN BORCUNU NASIL ÖDEMİŞ?"

“16 aylık dönemi için bir kitapçık çıkartmış, kitapçıkta bizim dönemimizde yapılan işleri, hazırlığını yaptığımız işleri kendisi yaptığı gibi göstermiş, yaptıklarımızı da zaten bozmakla meşgul. Bu kitapçığın ilk sayfasında belediyenin borçlarını düşürdüğünü yazmış. Yanında bir muhasebeci de yok galiba kendisine bilgi vermemiş. İller Bankası kredi borcu 44 milyonmuş, 37 milyona düşmüş. Kamu bankalarına kredi borcu 6 milyonmuş, şimdi 2,5 milyon olmuş. Toplama çıkartma yapalım; İller bankasına 7 milyon, kamu bankalarına 11,5 milyon borç ödenmiş. Peki en altta ne diyor; 9,5 milyon TL borç ödedik diyor. Arkadaşlar zaten orda kim oturursa otursun, bu iki kalem borcun ödemeleri kaynaktan kesilir! Sizin ödemenize gerek yok, size devletten gelecek olan paradan bunun taksitleri kesiliyor. Sen kimin borcunu ödüyorsun?

"KEPEZLİLERİN İSTEMEDİĞİ BAZ İSTASYONLARINDAN 600 BİN LİRA ALDIN!"

“Gelelim özel bankalara borçlara. Bizim dönemimizde özel bankalara borcumuz 3 milyon lira, sende ne kadar olmuş, 5 milyon 3 yüz bin. Denizbank’tan 4 milyon kredi çekip Hamidiye mahallesinde yolları düzelttin. Tasarruf edip yapsaydın? 11,5 milyonun borcun 9,2 milyonu gittikten sonra geri kalan 1,5 milyon lirayı ne yaptın? Hani baz istasyonları kurduk ya; 2009’da seçildiğimde Kepez halkı imzalar toplamıştı, eylemler yapmıştı Kepez’de baz istasyonu istemedikleri için. Şu an ki belediye binasının olduğu yerde baz istasyonları vardı, onları bu halkla birlikte söktük attık. Şu an parkların içerisine saklanmış ama kitapçıklara konmayan baz istasyonu yaptı her yere. Halkın belediyesi, şeffaf belediyecilik diyor ya; sor bakalım halk Kepez’de baz istasyonu istiyor mu? Sen bu halka sordun mu baz istasyonu dikelim mi diye? Halkın istemediği baz istasyonları için GSM operatörlerinden 600 bin lira aldın.”

"YATI MASRAF GÖRENLER; ALEM YAPARKEN DENİZDE MAHSUR KALDILAR!"

“200 bin liraya aldığımız yat vardı; bugün satsa 550 bin lira yapardı. Biz bu yatı neden almıştık? Bunun bir ağabeyi var Çanakkale’de hocası, bu da öğrencisi. Biz o zaman dedik ki; Denize kıyı olan bir il olarak, insanları gezdirecek bir tekne almak lazım. Kendileri alamadı ama biz o vizyonu sunduk bunlara; eğitim amaçlı kullanılsın, misafirlere boğazı gezdirelim, deniz ulaşımını toplu ulaşımda kullanalım bir örnek olsun diye satın aldık. Bizim yat vizyonumuzu masraf görenler; çok değil 2 ay önce yatla denize açıldıklar. Açıldıkları yatın dümeni kitlenince Yunan karasularına sürüklenen arkadaşlar; meclis üyeleri ile birlikte, alem yaparken diyelim artık. İçiyorlardı herhalde, niye gidiyorlar ki oralara artık? O yatı satmayıp onu kullanarak gitselerdi, yolu da bulabilir dümenleri de kitlenmezdi. Gidebilirler de bunda kötü bir şey de yok. Hatta dışarıdan gelen bürokrat misafirleri de ağırlayabilirlerdi, devlette bu işler böyle gidiyor zaten.  Maalesef 218 bin liraya sattıkları o yatı bugün 518 bin liraya alamazlar. O benim satın aldığım yata bunun ağabeyi yer vermedi! Bir belediye olarak belediyeye ait yata yer vermediler. Ama o yatı satın alan arkadaşımıza haftasında yer verdiler! Biz bu motor yatımızı Kumkale limanında tutmak zorunda kaldık, ayıp değil mi?

"MEYDANDAKİ KAFEDE VİRÜSLÜ ÇALIŞAN VARDI... SAKLADILAR!"

“Corona Virüs ile mücadele eden Kepez Belediyesinin Meydan Çay Bahçesindeki bir garsonu Corona Virüsüne yakalanıyor. 24 Ağustos'ta bu tespit ediliyor. 26 Ağustos’ta sen bu toplantıya yapıyorsun. Şeffaf belediyecilik diyorsun buna da. Şeffaflık adına de ki; ‘Burada bir garsonumuz virüse yakalandı, 7 kişiyi karantina aldık.’ Sen bunu demektense sakladın. Sonra da çıkmış şöyle mücadele ettik, böyle mücadele ettik. Maske, mesafe ve hijyene dikkat diyoruz. İnsanları bir araya getiren organizasyonlar yanlıştır. Peki sen ne yaptın? Getirdin Kepez’e salgının en yoğun anında 15 günlüğüne Lunapark kurdun. Adeta gelin Corona olun diye davetiye çıkarttılar. Şimdi bakıyoruz, sanki salgın yok, her şey normalmiş gibi ne bir maske dağıtımı ne bir dezenfektan tüneli hiçbir şey yok. Tüm belediyelerden de rica ediyorum; adam gibi mücadele edin virüsle.

"İNSANLARIN EMEKLİLİK HAKLARINI ÇALDILAR!"

Yeni normalleşme süreci ile birlikte Kreşleri açın dediler 1 Haziran’da açılması gerekiyordu. İlk kısa çalışma dönemi ile alakalı 43 kişi var belediyeden şu an. İŞKUR’dan biraz alıyor işçi, birazını belediye veriyor. Ama bu kırk üç kişi maaşlarından 1000 lira eksik alıyorlar. Çünkü ben bunların maaşlarını 3 bin küsur lira olarak bıraktım. Şu an üç aydır bunların sigortaları da yatmıyor. Kısa çalışma ödeneği 2 ay daha devam ediyor edecek 5 ay. Yazıktır, günahtır; çaldığınız insanların emeklilik haklarıdır. Kreşler zarar ediyormuş; biz zarar edeceksek Kepez'in çocukları için zarar edelim dedik. Şimdi Kepez halkının çocuklarını değil; akademisyenlerin profesörlerin çocuklarını alıyorlar ücret karşılığı belediyenin kreşlerine. Burası ticarethane değildi bizim zamanımızda.

"GELİBOLU’DA KATI ATIK BEDELİ 1 TL, KEPEZDE 13,50 TL!"

"Kepez halkı ile iki defa buluştu 17 ayda. Bir daha buluştu mu? Halk masası diye uygulama yapmış. Benim kapım herkese açıktı, öyle araya da kimseyi sokmadım. O kadar çok kişiyi işe alırsanız iş üretmek zorunda kalırsınız. Bütçe disiplini dışına çok çıktı, bu hem kendisine hem de Kepez halkına ek maliyet getirecek. Zaten Kepez halkından şu an bunu çıkartıyor. Örnek vereyim; su faturaları elinizde açın bakın katı atık bedeline. Katı atık bedeli Kepez’de 13 lira 50 kuruş. Ben şu an Gelibolu’da kalıyorum. Gelibolu’da aynı katı atık ücreti ise 1 lira kuruş. Bir yerde 1 lira Kepez’de 13,5 lira” dedi.

 KEPEZ HALK CAFEDE 25 KİŞİ ÇALIŞIYOR: 5 TANESİ MÜDÜR!

“Bir tane kahve yaptı, ondan başka da bir şey yapmadı. Onla yatıp onla kalkıyor. Açıkça bunu da söylemek istiyorum; 18 kişi aşağıda Halk kahvesinde çalışıyor. 7 kişi de meydanda çalışıyor: 25 kişi çalışıyor ama bunların 5 tanesi müdür! Kasiyeri müdür yapıyor adam. Çay istiyorsun adamdan, ben müdürüm diyor. Zarar ediyorlar. Şirket üzerinden yapıyorlar bu işleri. Demin öğrendim ki; yukarıda Covid-19 virüsü taşıyan ve çevresindeki 7 kişiye de bulaştıran ancak aman kimse duymasın diye üstünü kapattıran yerde 18 bin liralık bira açığı var."

Kaynak: Aynalı Pazar Gazetesi
Haberin orijinal linki: http://www.canakkaleaynalipazar.com/mutan-dan-yaylim-atesi/18346/

Anahtar Kelimeler:
Esra Yüksel: “Çanakkale’ye yeni bir sağlık yatırımı daha kazandırıyoruz”Önceki Haber

Esra Yüksel: “Çanakkale’ye yeni bir sağl...

Muharrem Erkek: "İktidar, FETÖ'nün taktiklerini kullanmaktan bir an bile imtina etmiyor"Sonraki Haber

Muharrem Erkek: "İktidar, FETÖ'nün takti...

Yorum Yazın

Başka haber bulunmuyor!