Metin Koç
Köşe Yazarı
Metin Koç
 

Vergi dairesine neden polis çağırdım?

Kamu çalışanları bugün iş bırakmış… Esasen, iş bırakacaklarının haberini birkaç gün önce yapmıştım. Ancak ne olduysa aklımdan çıkmış… Malumunuz babamın ani vefatı ve yaşadığımız büyük acı nedeniyle kafam bu aralar karışık… Yine de iyi ki aklımdan çıkmış iyi ki bugün iş bırakacaklarını unutup vergi dairesine gitmişim.  Böylelikle oranın ilgili biriminde çalışanların, iş bırakma eylemi adı altında insanlara yönelik üsluplarına ve davranış biçimlerine bizzat tanıklık etmiş oldum. Babamın vefatı sonrası işletme devrinin gerçekleştirilmesi için bugün vergi dairesine bazı evrakları teslim etmem gerekiyordu. Ben de yıllık izinde olan eşim ve oğlumu Altınoluk’ta bırakıp Çanakkale’ye geldim... Evrakları vergi dairesine bırakıp, tekrar geri dönecektim. İmzaları gerektiği için annem ve kardeşim de yanımdaydı… Önce vergi dairesinin bahçe kapısına diktikleri bir amca bizi içeri almak istemedi. Güvenlik görevlisine konuşmak istediğimizi söyleyip içeri girdik. Vergi dairesinin tüm çalışanları eksiksiz mesaideydi. Veraset ilamlarıyla ilgilenen çalışanların olduğu odaya girdik. Yanılmıyorsam 5 ya da 6 kişi içerideydi… Suratlar beş karış, kimi önündeki bilgisayara kimi de elindeki telefona bakıyordu… Sizin anlayacağınız pek sallamadılar bizi… Durumumuzu anlattım, evraklarımı teslim etmek için Balıkesir’den geldiğimi söyledim. “Bugün iş yapmıyoruz, yarın gelebilirsiniz” dediler. Biz de iş yapmıyorlarsa neden tam tekmil mesaiye geldiklerini sorduk. Yine aynı cevabı verdiler… Bu esnada aralarından biri ellerini arkasına bağlayıp, lakayıt biçimde bizle konuşmaya başladı. “Hani istediğiniz yere şikayet edebilirsiniz” gibisinden… Hayatımda en sinir olduğum, elimden bir kaza çıkmaması için her seferinde kendimi zor tuttuğum insan tiplerinden biri… “Madem öyle ben de buradan yayın yapıp, durumu anlatacağım” dediğimde, kapıları zorla kapatmaya, saklanmaya çalışmaya başladılar. Ulan ben sana, ulan ben sizin gibilere pabuç bırakır mıyım? 112’yi aradım, polis çağırdım! Bahçede polislerin gelmesini beklerken, ılımlı, genç bir memur arkadaş yanımıza geldi. Hem bizi sakinleştirdi hem yardımcı oldu. Bakın tekraren üzerine basa basa söylüyorum. Biz bir iş yaptırmaya değil, evrak teslim etmeye gittik. Şayet düzgün bir üslupla, “Bakın Balıkesir’den kalkıp gelmişsiniz. Ancak biz bugün iş bırakma eylemindeyiz. Buyurun dosyanızı bırakın. Bugün değil yarın işleme alırız” deseniz biz de arkamızı döner giderdik. Ama böyle abuk sabuk bir tavır takınıp, sanki düşman askeriymişiz gibi bizi başınızdan savmaya çalışırsanız cevabınızı alırsınız. Sağ olsun o arkadaş evraklarımızı aldı, yarın işleme koyacağını söyledi. Yani olması gereken oldu! Polisler de geldi tutanak tuttu… Personel ricacı olduğu için, o lakayıt ve amiyane tabirle cins cins konuşan adam da geri vitesin tillahını yaptığı için kendisinden şikayetçi olmadım. Ama şimdi düşünüyorum da keşke şikayetçi olsaydım! VE ŞİMDİ BEN BUGÜN İŞ BIRAKAN BU ARKADAŞLARA SORUYORUM… Çalışmayacaksanız niye işe geldiniz? Madem iş yapmayacaksınız, gelmeyin mesaiye o zaman kardeşim! Öyle ya, madem devlete atar gider yapacaksınız, hakkını verin, hiç gelmeyin! Millet 22 bin lira parayla ay sonunu getirmeye çalışırken siz hala neden isyandasınız? Maaşsa maaş, primse prim, tatilse tatil, yeşil pasaportsa yeşil pasaport… Bir yandan “Maaşımız az” deyip bir yandan da her hafta sonu Yunanistan’dan paylaşım yapmayı biliyorsunuz ama!.. Tüm bunlara rağmen çalışma koşullarınızı beğenmiyorsanız istifa edin! Emeklilik yaşlarınız da çoktan gelmiş geçmiş zaten! İşler yine döner merak etmeyin, çünkü sizin yerinizde olmayı isteyen milyonlarca parlak beyinli genç var! BİTİRMEDEN ŞUNU DA EKLEYEYİM… Babam öldüğü günden bu yana bir evrak cenderesinin içinde buldum kendimi… Oradan, oraya savruluyorum… Hiç önemli değil… Ama… Adliyeye gidiyorum suratlar beş karış… Telekoma gidiyorum suratlar beş karış… Vergi dairesine gidiyorum yine suratlar beş karış… Üstelik personelin konuşma biçimleri hiç hoş değil! Bir yerde çalışmak sadece imza atmak, evrak alıp, evrak teslim etmek demek değildir. İnsanlarla empati kurmayı, doğru üslubu kullanmayı, yıkıcı değil yapıcı olmayı, süreç yönetmeyi bilmeniz gerekir… SON OLARAK… E-Devlet gibi her şeyin dijital ortamdan halledildiği muhteşem bir sisteme sahibiz. Artık her şey dijitalleşti… Faturalar dijitalden ödeniyor, bankacılık işlemleri dijitalden yapılıyor, alışveriş siparişleri dijitalden veriliyor. Allah aşkına bizi saçma sapan evrak işleriyle uğraştırmaktan, oradan oraya koşturtmaktan ne olur vazgeçin! Tüm okurlarımıza sağlıklı günler dilerim…
Ekleme Tarihi: 18 Ağustos 2025 -Pazartesi
Metin Koç

Vergi dairesine neden polis çağırdım?

Kamu çalışanları bugün iş bırakmış…

Esasen, iş bırakacaklarının haberini birkaç gün önce yapmıştım.

Ancak ne olduysa aklımdan çıkmış…

Malumunuz babamın ani vefatı ve yaşadığımız büyük acı nedeniyle kafam bu aralar karışık…

Yine de iyi ki aklımdan çıkmış iyi ki bugün iş bırakacaklarını unutup vergi dairesine gitmişim. 

Böylelikle oranın ilgili biriminde çalışanların, iş bırakma eylemi adı altında insanlara yönelik üsluplarına ve davranış biçimlerine bizzat tanıklık etmiş oldum.

Babamın vefatı sonrası işletme devrinin gerçekleştirilmesi için bugün vergi dairesine bazı evrakları teslim etmem gerekiyordu.

Ben de yıllık izinde olan eşim ve oğlumu Altınoluk’ta bırakıp Çanakkale’ye geldim...

Evrakları vergi dairesine bırakıp, tekrar geri dönecektim.

İmzaları gerektiği için annem ve kardeşim de yanımdaydı…

Önce vergi dairesinin bahçe kapısına diktikleri bir amca bizi içeri almak istemedi.

Güvenlik görevlisine konuşmak istediğimizi söyleyip içeri girdik.

Vergi dairesinin tüm çalışanları eksiksiz mesaideydi.

Veraset ilamlarıyla ilgilenen çalışanların olduğu odaya girdik.

Yanılmıyorsam 5 ya da 6 kişi içerideydi…

Suratlar beş karış, kimi önündeki bilgisayara kimi de elindeki telefona bakıyordu…

Sizin anlayacağınız pek sallamadılar bizi…

Durumumuzu anlattım, evraklarımı teslim etmek için Balıkesir’den geldiğimi söyledim.

“Bugün iş yapmıyoruz, yarın gelebilirsiniz” dediler.

Biz de iş yapmıyorlarsa neden tam tekmil mesaiye geldiklerini sorduk.

Yine aynı cevabı verdiler…

Bu esnada aralarından biri ellerini arkasına bağlayıp, lakayıt biçimde bizle konuşmaya başladı.

“Hani istediğiniz yere şikayet edebilirsiniz” gibisinden…

Hayatımda en sinir olduğum, elimden bir kaza çıkmaması için her seferinde kendimi zor tuttuğum insan tiplerinden biri…

“Madem öyle ben de buradan yayın yapıp, durumu anlatacağım” dediğimde, kapıları zorla kapatmaya, saklanmaya çalışmaya başladılar.

Ulan ben sana, ulan ben sizin gibilere pabuç bırakır mıyım?

112’yi aradım, polis çağırdım!

Bahçede polislerin gelmesini beklerken, ılımlı, genç bir memur arkadaş yanımıza geldi.

Hem bizi sakinleştirdi hem yardımcı oldu.

Bakın tekraren üzerine basa basa söylüyorum.

Biz bir iş yaptırmaya değil, evrak teslim etmeye gittik.

Şayet düzgün bir üslupla, “Bakın Balıkesir’den kalkıp gelmişsiniz. Ancak biz bugün iş bırakma eylemindeyiz. Buyurun dosyanızı bırakın. Bugün değil yarın işleme alırız” deseniz biz de arkamızı döner giderdik.

Ama böyle abuk sabuk bir tavır takınıp, sanki düşman askeriymişiz gibi bizi başınızdan savmaya çalışırsanız cevabınızı alırsınız.

Sağ olsun o arkadaş evraklarımızı aldı, yarın işleme koyacağını söyledi.

Yani olması gereken oldu!

Polisler de geldi tutanak tuttu…

Personel ricacı olduğu için, o lakayıt ve amiyane tabirle cins cins konuşan adam da geri vitesin tillahını yaptığı için kendisinden şikayetçi olmadım.

Ama şimdi düşünüyorum da keşke şikayetçi olsaydım!

VE ŞİMDİ BEN BUGÜN İŞ BIRAKAN BU ARKADAŞLARA SORUYORUM…

Çalışmayacaksanız niye işe geldiniz?

Madem iş yapmayacaksınız, gelmeyin mesaiye o zaman kardeşim!

Öyle ya, madem devlete atar gider yapacaksınız, hakkını verin, hiç gelmeyin!

Millet 22 bin lira parayla ay sonunu getirmeye çalışırken siz hala neden isyandasınız?

Maaşsa maaş, primse prim, tatilse tatil, yeşil pasaportsa yeşil pasaport…

Bir yandan “Maaşımız az” deyip bir yandan da her hafta sonu Yunanistan’dan paylaşım yapmayı biliyorsunuz ama!..

Tüm bunlara rağmen çalışma koşullarınızı beğenmiyorsanız istifa edin!

Emeklilik yaşlarınız da çoktan gelmiş geçmiş zaten!

İşler yine döner merak etmeyin, çünkü sizin yerinizde olmayı isteyen milyonlarca parlak beyinli genç var!

BİTİRMEDEN ŞUNU DA EKLEYEYİM…

Babam öldüğü günden bu yana bir evrak cenderesinin içinde buldum kendimi…

Oradan, oraya savruluyorum…

Hiç önemli değil…

Ama…

Adliyeye gidiyorum suratlar beş karış…

Telekoma gidiyorum suratlar beş karış…

Vergi dairesine gidiyorum yine suratlar beş karış…

Üstelik personelin konuşma biçimleri hiç hoş değil!

Bir yerde çalışmak sadece imza atmak, evrak alıp, evrak teslim etmek demek değildir.

İnsanlarla empati kurmayı, doğru üslubu kullanmayı, yıkıcı değil yapıcı olmayı, süreç yönetmeyi bilmeniz gerekir…

SON OLARAK…

E-Devlet gibi her şeyin dijital ortamdan halledildiği muhteşem bir sisteme sahibiz.

Artık her şey dijitalleşti…

Faturalar dijitalden ödeniyor, bankacılık işlemleri dijitalden yapılıyor, alışveriş siparişleri dijitalden veriliyor.

Allah aşkına bizi saçma sapan evrak işleriyle uğraştırmaktan, oradan oraya koşturtmaktan ne olur vazgeçin!

Tüm okurlarımıza sağlıklı günler dilerim…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (2)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleyorum.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Fuat
(18.08.2025 19:31 - #154)
Ben emekliyim ama yazdığınızı sonuna kadar okudum. İş bırakan memurun iş yerinde değil meydanda olması gerekir. Bu doğru bir tesbit ama çalışanlar içinde en az maaş alan maliye çalışanlarıdır. Memur yışda birkaç defa Yunanistan'a geçiyorsa bunu çok görmeyin. Ev kiralarını en ucuzunın 25.000 tı olduğu Çanakkale'de memur maaşıyla hele tek maaşla geçinmek çok zor. Yunanistan dediğin yer Çanakkale'den en fazla 2 saat yeşil pasaportluysa maliyeti yüksek değil. Bu kadarı çok görmeyin.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleyorum.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Timur gürcü
(18.08.2025 19:31 - #155)
Ağzına sağlık kardeşim benim aynı olay o vergi dairesinde benimde başıma geldi burnu büyük arkadaşlar kendilerini ne sanıyorlar ise karşılarındakilerine insan dışı muamele yapıyorlar kalemine zeval gelmesin.
Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve canakkaleyorum.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
(0) (0)
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.