2024 yılının eylül ayından bu yana AK Parti Çanakkale İl Başkanlığı koltuğunda oturan Ömer Faruk Göktürk hem kendisinin hem de babasının sağlık sorunlarını gerekçe göstererek, geçtiğimiz perşembe görevden affını istediğini açıkladı. Siyasetle biraz ilgilenenler, AK Parti’de bir il başkanının ‘görevden af istemesinin’ ne anlama geldiğini az çok bilir. Elbette bu bir istifa değil, görevden almaydı. Genel merkez tasarrufunu bu yönde kullanmıştı. Şimdi… Sayın başkanın kızağa çekilmesine ilişkin ortada birtakım spekülasyonlar mevcut… Dedikoduları değil de kendi gözlemimi aktaracak olursam… Sayın Göktürk, beklentileri karşılayamadı. Bunu en başta açık ve net biçimde ifade edeyim. Partiye bir hareket, bir enerji getiremedi. O dinamizmi kendisinde göremedik. Sokakla bağ kuramadı. Kentte gündem oluşturamadı.  Kitabın ortasından konuşacak olursak… Yabancı gibi geldi, yabancı gibi gitti. ‘ŞAKŞAKÇILAR’ YİNE SAHNEDE! Ömer Faruk Göktürk döneminin sona ermesinin ardından, AK Parti’nin adeta kronik sorunu haline gelen, ‘kim daha güçlü’ meselesi bir kez daha hortladı. Sosyal medyada partililer arasında adeta özlü söz paylaşma, üstü kapalı mesaj gönderme yarışı yaşanıyor. Bülent Turan mı daha güçlüymüş yoksa Ayhan Gider mi? İşi gücü bırakmışlar, sadece bu konuyu dert haline getirmişler. Sanki AK Parti, elindeki belediyeleri kaybetmemiş gibi… Sanki AK Parti, Çanakkale’de 1 vekil kontenjanı kaybetmemiş gibi… Sanki AK Parti’nin Çanakkale’deki oyları seçimden seçime erimemiş gibi… Varsa yoksa Bülent Turan… Varsa yoksa Ayhan Gider… Halbuki ortada bir cenaze var ve ‘bu cenazeyi kaldıralım’ diyen tek Allah’ın kulu yok! O zaman çarşıda, pazarda karşınıza çıkan bir vatandaş, “Sizin derdiniz, bize hizmet değil. Siz başka şeylerin peşindesiniz” şeklinde serzenişte bulunursa hiç kusura bakmayacaksınız… Son bir tavsiye… Önce yanınızdaki, yörenizdeki mide bulandıran yağcılardan, şakşakçılardan, amiyane tabirle ‘Yolunda A.Ş’cilerden kurtulun. Zira sizde biliyorsunuz ki onların derdi, AK Parti’nin Çanakkale’deki eski parlak günlerine dönmesi değil; kene gibi kanınızı emip, gemilerini yürütmek. AK Parti bu asalaklardan kurtulursa ne ala… Yoksa her fırsatta, “Küçük olsun bizim olsun diyorlar” diyerek CHP’ye attığınız kurşunla kendinizi vurursunuz. Tüm okurlarımıza sağlıklı günler dilerim…